Kayseri Avukat Ezgi Akdivit Lafci Kayseri Boşanma Avukatı
Kayseri Avukat Ezgi Akdivit Lafci Kayseri Anlaşmalı-Çekişmeli Boşanma, Velayet ,Mal paylaşımı Davası,Ziynet Davası Avukatı
AİLE HUKUKU (BOŞANMA, NAFAKA, VELAYET, TAZMİNAT VE MAL PAYLAŞIMI)
- Nişanın bozulmasından doğan davalar (hediyelerin iadesi, maddi tazminat, manevi tazminat vs.),
- Anlaşmalı boşanma davaları,
- Çekişmeli boşanma davaları,
- Nafaka davaları (nafaka arttırımı, nafakanın kaldırılması vs.),
- Mal rejimi davaları (mal ayrılığı, mal birliği, mal ortaklığı sözleşmelerinin hazırlanması, mal rejiminin tasfiyesi davaları),
- Velayet davaları,
- Vesayet ve kayyım davaları,
- Evlat edinme,
- Aile konutu şerhi verilmesi,
- İddet müddetinin kaldırılması davaları,
- Nesebin reddi, tashihi ve babalık davaları
Aile kavramı toplumumuzda büyük öneme sahip ve idare ettirmesi de bir o kadar zor olan bir kurumdur. En güzel bireylerin bu ailelerde yetiştiği gibi toplum için bir takım zararlar oluşturabilecek ve suç unsurunun aktif olarak kullanan ve hayatta farklı insanların yaşam alanlarını kısıtlayan bireyler de yine aynı şekilde aile kavramı içinde yetişen bireylerdir. Yani sonuç olarak aile kavramının çocuğu eğitmesi ve iyi bireyleri ortaya çıkarması büyük ölçüde önemlidir. Kayseri aile avukatı olarak bizler, boşanma, nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi aile içinde yaşadığınız bir takım uyuşmazlıkları ve sorunları çözmek için çalışıyoruz.
Boşanmak isteyen ve boşanan pek çok kişi mutlaka ufak tefek sorunlar yaşamaktadır. Bazı kişiler nafaka miktarını tam olarak alamasa da bazıları ise mal paylaşımında ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sizler de boşanma aşamasında bir takım sorunlara ve sıkıntılar yaşıyorsanız mutlaka hukuk büromuza gelerek bu konuyu danışmalı ve uzman bir kişiden tavsiye almalısınız. Aksi halde atacağınız yanlış adımlar neticesinde sahip olduğunuz haklarınızı da kaybedebilirsiniz. Bu yüzden boşanma sürecinde sıkıntı yaşamamak ve bu süreci kolay şekilde ve haklarınızı elde ederek atlatmak için hemen siz de bizimle iletişime geçin.Kayseri Avukat Ezgi Akdivit Lafci Kayseri Boşanma Avukatı
Ülkemizde her yıl binlerce kişi evlenmektedir. Bu evlenen kişilerin yıllık miktarı yaklaşık olarak 600 bin civarındadır. Yani her yıl 600 bin kişi ülkemizde mutlu bir şekilde dünya evine girmektedir. Bu çiftlerden yaklaşık olarak 130 bin kişi bir takım anlaşmazlıklar yüzünden mahkemelere başvuruda bulunmaktadır.
Boşanma süreci ile ilgili yada evlilik öncesi olarak bizler genel olarak çiftlerimize şu şekilde yardımcı olmaktayız;
•Evlilik sürecinde ve öncesinde evlilik sözleşmesi çiftlerin isteklerine göre şekillendirilerek hazırlanması,
•Yabancı bireylerin ülke içindeki evlilik işlemlerini yürütmek ve bu alanda oluşacak hukuki davalara bakmak,
•Nişanlı bireylerin ilişkilerinin bozulması ve bu süreçte ortaya çıkan hediyelerin geri iadesi süreci ile ilgili yaptırımların oluşmasını sağlama,
•Anlaşmalı boşanma yapacak çiftler için gerekli protokollerin hazırlanması ve bu konuda çiftlere yardımcı olmak,
•Şiddetli boşanmanın konu olduğu ailelerde bu aileyi ve bireyleri korumak adına açılan boşanma davaları,
•Evlilikte malların paylaşımına ilişkin katkı payına dair davalar,
•Boşanma davaları devam eden bireyler için çocukların velayetlerine ilişkin durumlar,
•Yoksulluk, icra gibi konuların netliğe çıkarılması ve bu konuda ortaya çıkan nafaka davaları,
•Evlilik dışında dünyaya gelen çocuklarla baba arasındaki soy bağı kurulmasına ilişkin davalar,
•Evlat edinme konusunda yürütülmesi gereken yasal prosedür,
•Boşanma işlemleri yürütülürken ihtiyaç varsa alınacak güvenlik önlemleri,
•Ayrılık kararının alınmasına ilişkin bir takım kararların verilmesi,
•Boşanma işleminin kesin olarak ortaya çıkıp çıkmayacağı gibi durumlar,
•Evlenmeye ilişkin izin ve müddetinin kaldırılması gibi davalar,
Gibi soru ve sorunlar başta olmak üzere aile ve boşanma konusunda aklınıza gelebilecek pek çok konuda sizlere hukuk desteği hizmeti vermek için çalışmaktayız. Kayseri aile ve boşanma avukatı olarak sizlere aile içinde yaşadığınız sorunları ve uyuşmazlıkları en kısa yoldan ve hızlı şekilde çözmek için çalışmaktayız. Siz de hayatınıza yeni bir başlangıç katmak ve yaşadığınız sorunları ve sıkıntıları hukuk çerçevesi içinde kolay yoldan çözüme kavuşturmak için hemen bizimle iletişime geçerek bu konuda en yetkin ve uzmanlık alanına sahip olan kişilerin size yardımcı olmasını sağlayabilirsiniz. Hayatınızı kolaylaştırmak evrak işleriyle çok daha fazla uğraşmamak için hemen bizimle iletişime geçerek resmi prosedürü öğrenebilirsiniz.
BOŞANMADA VELAYET
Kayseri Avukat Ezgi Akdivit Lafci Kayseri Boşanma Avukatı Velayet davası, velayetin kendisinde olmayan kişi tarafından açılmakta olup boşanma davası neticelenmiş olan ve çocuğun velayetinin kimde olacağına karar verilen bir dava çeşidi olmaktadır. Boşanma davasında velayetin değiştirilmesi konusunda talep gerçekleştirilir ve çocuk ile ilgili kararın mahkeme tarafından verilmesine bağlı olarak gelişmektedir.
Boşanma davası devam ettiği süre içerisinde iken ayrıca bir velayet davası açılmasına gerek kalmamaktadır. Boşanmada velayet ile ilgili karar başka mevcut konular ile birlikte değerlendirilmektedir. Velayetin verilmediği kişi; aile mahkemelerine başvurarak değişiklik talebinde bulunabilmektedir. Velayet davasında belirli bir süre olmadığı için boşanma davası sonuçlandıktan sonra da açılabilmektedir.
Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Her çocuğun büyüme döneminde ihtiyaç duyduğu bir öz bakım, sevgi ve sağlıklı bir duygusal gelişim için korunaklı bir ilgiye ihtiyacı vardır. Boşanma davalarında 18 yaşını doldurmamış ya da akıl sağlığı yerinde olmayan her çocuk için belirlenen hususlar Türk Medeni Kanun’da düzenlenmiştir. Çocuklar üzerindeki velayet hakkı anne ve baba tarafından birlikte kullanılmaktadır. Çocuk, anne ve babasının velayeti altındadır. Ebeveynlerden herhangi birinin vefatı ile velayet; sağ kalan kişiye verilmektedir. Boşanma durumunda ise velayet hakkı, çocukların teslim edildiği anne veya babaya ait olmaktadır.
Ebeveynlerin sahip oldukları ekonomik veya sosyal duruma bakılmaksızın, 0-3 yaş arası çocuğun velayeti; bakım ve ihtiyaçları doğrultusunda annede olmaktadır. İlerleyen dönemlerde çocuğun büyümesi ile birlikte; çocuğun anneye olan ihtiyacında yaşa bağlı olarak annenin bakımına daha az ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple de boşanma davasında çocuğun velayeti genellikle 7 yaşına kadar annede olmakta ve istisnai olan durumlarda (annenin çocuğun sağlığına zarar vermesi, annenin sağlığının kötü durumda olması gibi) ise velayet babaya verilmektedir.
Çocuğun 7 - 12 yaş okul çağında olduğu dönemlerde velayetinin belirlenmesinde yaş aralığı önemli bir yer tutmaktadır. Mahkeme tarafların çocuğa sunacakları maddi imkânları ön planda tutarak bir karara varmaktadır. Mahkeme, boşanmada velayet kararını almadan önce ebeveynlerden hangisi çocuğa daha iyi imkânlar sunabilecek ise onu dikkate almaktadır. Çocuğun yüksek menfaati ve yaşam koşullarının hangi tarafta daha iyi olacağı hususları üzerinde duran mahkemece çocuğun lehine karar verilmektedir. İlk çocukluk dönemi olan 7 - 12 yaş aralığına kadar olan süreçte çocuğun velayeti için bir pedagogdan destek alınması davanın daha sağlıklı yürümesini sağlamaktadır. Bu dönemde çocuğun fikri uzman eşliğinde alınabilmekte, hazırlanan rapor mahkemeye sunulmaktadır. Mahkeme her koşulu değerlendirip çocuğun yaş aralığının karar vermede etkili olması açısından da değerlendirmeler yapıp, velayet konusunda bir sonuca varmaktadır.
12 yaş ve üzeri çocukların kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri ve isteklerini, düşüncelerini kolaylıkla seçebildikleri bir dönemde oldukları düşünülmektedir. Böylelikle hâkim, çocuğun ifadesine dayanarak ebeveynlerini seçebileceğini düşünerek ve bu yaş aralığında bulunan çocuğu dinleyerek velayet kararını almaktadır.
Boşanma Davalarında Velayet Neye Göre Verilir?
Evlilik süresince devam eden velayet hakkı boşanmada taraflardan birine verilmektedir. Boşanma davasında çocuğun velayeti taraflardan birine verilmektedir. Hâkim, hangi tarafa velayeti vereceği konusunda birden çok koşulu göz önünde bulundurmakta ve karar verir iken çocuğun üstün yararını gözetmektedir. Çocuğun üstün yararını gözetmek; çocuğun sağlıklı koşullarda yaşaması, her türlü barınma, yiyecek-giyecek ihtiyacının karşılanması ve ruhsal açıdan olumlu ebeveynlerden biri ile yaşaması gibi durumları içermektedir. Önemli olan, çocuğun hangi tarafta kalacağı değil; hangi tarafta kalacak ise daha iyi bakılacağı ve eğitim ve öğreniminin daha iyi sağlanacağı konularıdır.
Boşanmada Velayet Hangi Durumlarda Babaya Verilir?
Boşanmada velayetin anneye verilmesi çocuğun sağlığına, eğitimine veya ahlaki gelişime olumsuz yönde etki ediyor ise velayet hakkı babaya verilebilmektedir. Boşanma davasında çocuk, babası ile birlikte yaşamak istediğini belirtmişse ve babanın velayeti almasında bir engel yoksa çocuğun üstün yararı gözetilerek velayet babaya bırakılabilmektedir.
Boşanmada velayet, anne ile babanın ortak kararı ile de babaya bırakılabilir veya annenin velayet hakkını kötüye kullandığı mahkemece tespit edilir ise, çocuğun üstün yararı gözetilerek yine velayet hakkı babaya verilebilmektedir.
Boşanmada Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Anneye Verilmez?
Boşanma davalarının bazılarında çocuğun velayeti anneye verilmemektedir. Bu duruma sebep olan koşullar şu şekilde sıralanabilir:
Annenin çocuğun velayetini istemediği veya çocuğa fiziksel-psikolojik şiddet uyguladığı durumlarda
Annenin kötü alışkanlıklarının var olduğu ya da bir akıl hastalığının söz konusu olduğu durumlarda,
Anne tarafından çocuğun bakım ve gözetim sorumluluğunun ihmal ve ihlal edildiği durumlarda,
Annenin çocuğun velayetini almasını olumsuz yönde etkileyecek ekonomik veya psikolojik olarak yeterli koşullarının olmamasında,
6 yaşından büyük olan ve taraflardan hangisinin hayat koşulları iyi ise ve çocuğa daha iyi koşullar sağlanacak ise çocuğun velayeti ona verilmektedir.
Boşanma Davası Açmadan Velayet Davası Açılabilir mi?
Boşanma davası açmadan çocuğun velayetini geçici olarak alınabilir. Evlilik boyunca çocuğun velayeti ortak olmaktadır. Evlilik boyunca velayet hakkı eşler tarafından birlikte kullanılmaktadır. Ancak boşanmada aynı zamanda velayetin görüşülmesi ile boşanma davası açan kişilerin ayrıca velayet davası açmasına gerek yoktur. Bu durum kanunda: “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. (TMK m. 335/1)” ve “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. (TMK m. 336/1)” yer almaktadır.
Aldatma Sonucu Boşanmada Velayet Kime Verilir?
Boşanmada davasında velayet kararı verilirken eşlerin boşanmada kusurlu olup olmadıkları veya diğer eşe karşı kusurları davanın seyri açısından çok göz önünde bulundurulmamaktadır. Çünkü aldatma bir eşin diğer eşe karşı kusuru olarak görülmekte ve çocuğun üstün menfaati ile ilgili olmadığına karar kılınmaktadır. Dolayısıyla velayetin kime verileceği değerlendirilir iken taraflardan birinin diğerini aldatmış olması bu değerlendirmeye tesir etmemektedir.
Boşanma Davalarında Çocuğun Velayet Hakkı İçin Uygun Ebeveynin Belirlenmesi
Mahkeme, çocuğun velayetin kime verileceği konusunda çeşitli belirlemeler sonucunda karar vermektedir. Ebeveynlerin sahip olduğu koşular, anne ve babanın maddi durumları, psikolojik olarak çocuğun velayetini almaya uygun olup olmadıkları hususları göz önünde bulundurulmaktadır. Aile Mahkemesi ihtiyaç halinde pedagogun vereceği rapor ile sonuca varmakla birlikte bazı durumlarda hâkiminin bu rapordaki sonuçtan farklı bir karar vermesi de hukuken mümkün olmaktadır. Boşanma davalarında müşterek çocuğun velayetinin belirlenmesi hususunda; çocuğun üstün menfaati ve yaşam koşulları göz önünde bulundurularak ve çocuğun bakımının, eğitim hayatının hangi ebeveynde daha iyi olacağı gözetilerek bir karara varılmaktadır.
Boşanmada velayet davası ve diğer hukuki konular ile ilgili olarak avukatlık hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
TANIMA TENFİZ DAVASI
Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının Almanya'da boşanmaları Türkiye'de bir hüküm ifade etmeyecektir. Zira Milletlerarası Özel Hukuk Kanununa göre Almanya'dan alınan boşanma ilamının Türkiye'de de geçerli olabilmesi için Türkiye'de tanıma tenfiz davası açılması şarttır.
Tanıma tenfiz kararı nedir diye kısaca açıklarsak; tanıma, yabancı mahkeme ilamının diğer ülke kanunlarına uygunluğunun tespit edilip, kesin hüküm niteliğinin kabul edilmesidir. Tenfiz ise; tanınmış yabancı mahkeme kararının diğer ülkede icra kabiliyetinin doğması demektir
Tanıma Tenfiz Davasında Gerekli Evraklar ?
Tanıma tenfiz davası için gerekli belgeler arasında öncelikle Almanya mahkemesinin verdiği kararın aslı veya onaylı örneği, boşanma kararının kesinleştiğini gösteren şerh veya belge, boşanma kararının ve bu kararın kesinleştiğini gösteren şerh veya belgenin üzerine APOSTİL ŞERHİ düşülmesi, boşanma kararının kesinleşme şerhinin ve APOSTİL tasdikinin yeminli tercüman tarafından Türkçeye çevrilmesi, yapılan yeminli tercümenin konsoloslukça tasdik edilmesi, tanıma tenfiz avukatı için verilecek vekaletnamede "yurtdışında verilmiş boşanma kararına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açmaya yetkilidir" ibaresi bulunmak zorundadır.
Tanıma ve Tenfiz Davası Ne Kadar Sürer ?
Tanıma ve tenfiz davaları ne kadar sürer sorusunun cevabı taraflara tebligatın yapılabilirliğiyle ilgilidir.
Her iki taraf da vekalet verdiği takdirde dava kısa sürede taraf avukatlarının duruşmada hazır bulunmasıyla tek celsede çözüme bağlanacaktır. Tek taraf vekalet verdiği takdirde, davalı eş yurtdışında yaşıyor ise yurtdışına tebligat çıkarılacaktır. (Davalı eş,yabancı ise dava dilekçesi kendi diline tercüme edilip,tebliğe çıkarılacaktır.)
Yurtdışına tebligat yapılabilmesi yaklaşık olarak 3 ayı bulmaktadır. Davalı eşe tebligat yapıldıktan sonra, davalı eşin itirazı yoksa -ki genelde olmamaktadır- Türkiye'de davanın kabülü kararı verilecektir.Yaklaşık bir ay içerisinde gerekçeli karar yazılacak ve bu gerekçeli karar da yurtdışında bulunan davalı eşe tebliğ edilecektir. (Davalı eş,yabancı ise gerekçeli karar kendi diline tercüme edilip,tebliğe çıkarılacaktır.) Tüm bu süreç yaklaşık olarak en az 9 ayı bulacaktır. Bize danışan müvekkillerimize davanın kısa sürede,tek celsede çözümlenmesi için iki tarafın da vekalet vermesini tavsiye ediyoruz.
Tanıma Tenfiz Davası Açmazsam Ne Olur ?
Türkiye'de tanıma tenfiz davası açılmaz ise kişiler için bazı sakıncalı sonuçlar doğabilecektir. Örneğin; Kişi Türk kurumları nezdinde hala evli görüleceği için tekrar evlenmek istediği vakit bu talebi Türk makamlarınca zaten evli olduğu gerekçesiyle reddedilecektir. Ayrıca uygulamada sıklıkla büyük problemlere sebebiyet verdiği üzere tanıma tenfiz davası açılmadığı takdirde eski eşin yasal mirasçı statüsü devam edecektir.
Tanıma Tenfiz Davası Açmak İçin Türkiye'ye Gelmek Şart mı ?
Türkiye'de uzman bir avukata vereceğiniz vekaletname ile avukatınız sizin adınıza davanızı açabilecek ve takip edecektir.Vekalet verildiği takdirde sizin bizzat duruşmaya katılmanıza gerek yoktur.
Velayet, bir çocuğun refahının ve menfaatinin korunmasını amaçlayan birhukuki mekanizmadır. Bu kavram, kanun yoluyla belirlenen ve anne-babaüzerinde yerine getirilmesi beklenen bir dizi ödev ve sorumluluğu içerir.Aynı zamanda, çocuklarının korunması ve temsil edilmesi adına, anne vebabaya verilen belli haklar bütünü olarak da tanımlanabilir. İşte, tüm buyükümlülükler ve haklar toplamına velayet denir.Çocuğun velayeti, anne ve babasının medeni durumuna ve çocuğun menfaatlerinebağlı olarak farklı şekillerde düzenlenebilir. Eğer anne ve baba evlideğilse, velayet ilk olarak anneye verilir. Ancak, özel durumlar dikkatealınarak, eğer çocuğun yararına olacaksa, babaya da velayet verilebilir.Anne ve baba evliyken, onların ortak velayeti altında olan çocuğun haklarıve menfaatleri eşit olarak korunur. Fakat, eğer anne ve baba aynı çatıaltında yaşamıyorlarsa, ama hâlâ evliyseler, bir hakim geçici olarak çocuğunvelayetini eşlerden birine verebilir. Eğer trajik bir şekilde eşlerden birivefat etmişse, velayet otomatik olarak sağ kalan eşe geçer.Boşanma sürecinde ise, velayet konusu biraz daha karmaşıktır. Genellikle,çocuk kimin yanında kalacaksa, o kişi velayeti alır. Ancak, son dönemlerdegözlenen bir trende göre, anlaşmalı boşanma durumlarında veya yabancı birunsurun söz konusu olduğu boşanmalarda, ortak velayetin uygulanması damümkün olabilmektedir. Bu durumda, her iki eş de çocuğun yaşamında eşitderecede etkili olabilir ve çocuğun menfaatlerini koruma görevini birlikteyerine getirebilirler.
Ortak Velayet Nedir?
Ortak velayet, çocukların ebeveynleri tarafından eşit bir sorumluluk veyetki paylaşımı çerçevesinde büyütülmesini tanımlayan bir hukuki kavramdır.Bu durumda, anne ve baba, çocuklarının eğitimi, bakımı ve genel olarakgelişimi ile ilgili önemli kararlar konusunda birlikte işbirliği yaparlar.Bu kavram, ebeveynlerin çocuklarının yararına en uygun kararları vermeleriniteşvik eden bir yapı oluşturur.Evlilik süresince, anne ve babanın ortak velayeti, çocukların her ikiebeveyni tarafından desteklenmesini ve yönlendirilmesini sağlayan birdüzenlemeye işaret eder. Bu süreçte, çocuklarının eğitimi, sağlık bakımı vediğer hayati konular üzerinde her iki ebeveyn de eşit söz sahibidir. Ortakvelayetin temel ilkesi, çocuğun menfaatlerinin her zaman öncelikli olduğubir yaklaşımdır.Son yıllarda, ortak velayet,boşanma davaları bağlamında da giderek daha fazlaönem kazanmıştır. Anlaşmalı boşanma durumlarında, eğer ebeveynler bu yöndebir talepte bulunurlarsa veya yabancılık unsuru taşıyan boşanma davalarındataraflar bu konuda mutabık kalırlarsa, mahkeme, boşanma sonrası dönemde deortak velayeti uygulayabilir.Bu, çocukların, boşanmanın zorluklarını daha az hissetmelerini ve her ikiebeveynle de sağlıklı ve sürekli bir ilişki sürdürebilmelerini sağlar.Mahkeme, bu tip kararlar alırken, çocuğun menfaatlerini her zaman göz önündebulundurur, böylece çocukların duygusal, fiziksel ve psikolojik refahıgaranti altına alınmış olur. Ortak velayet, çocuğun her iki ebeveynle dedengeli bir şekilde zaman geçirebilmesine olanak tanır, bu da onların uzunvadede daha mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarına katkı sağlar.""" “… "ortak velayet" düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine "açıkça" aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemek mümkün değildir.O halde yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin diğer koşulların da (5718 s. MÖHUK m.58) oluştuğu ve tarafların ortak velayet konusunda çekişmelerinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece yabancı mahkeme kararının velayete ilişkin kısmının da tanınmasına karar verilecek yerde, isteğin Türk Kamu düzenine aykırı olduğu belirtilmek suretiyle, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18674 E., 2017/13800 K. """
Boşanmada çocuğun velayeti kime verilir? Boşanmada çocuk kime verilir?
Boşanma sürecinde çocuğun velayetinin kime verileceği, genellikle bir dizikarmaşık ve çok boyutlu faktöre bağlıdır. Evlilik sırasında, anne ve baba,çocukların refahı ve bakımı ile ilgili ortak velayet hakkına sahiptirler.Ancak, boşanma sürecinde, bu velayet genellikle taraflardan birine mahkemetarafından verilir. Bu süreçte, boşanmanın sebepleri velayet kararını direktolarak etkilemez.
Boşanma davası aşamasında, hakim öncelikle çocuğun velayetini tedbir olaraktaraflardan birine verir. Daha sonraki aşamada, boşanma kararı alındığında,hakim çocuğun menfaatini göz önünde bulundurarak bir velayet düzenlemesiyapar. Hakimin, velayet kararını verirken dikkate alacağı en önemliunsurlardan biri, çocuğun üstün yararının sağlanmasıdır. Bu, çocuğunfiziksel, zihinsel, duygusal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin tüm yönlerinikapsar.
Çocuğun üstün yararının belirlenmesi aşamasında, bir dizi farklı faktördikkate alınır. Bu faktörler arasında çocuğun cinsiyeti, yaşı, eğitimseviyesi ve şu anda hangi ebeveynle yaşadığı yer alır. Ayrıca, velayetitalep eden tarafın çocuğun eğitimine ne kadar ilgi gösterdiği, çocuğunsağlık durumu ve her iki tarafın da sağlayabileceği tedavi olanakları da gözönüne alınır.
Bu süreçte, anne ve babanın özellikleri de önemli bir rol oynar. Mahkeme,velayetin kime verileceği kararını verirken, ebeveynlerin çocuğu ihmal etme,yönlendirme veya terk etme olasılıklarını, ekonomik durumlarını,mesleklerini, yaşadıkları ortamın koşullarını ve potansiyel kötüdavranışlarını veya bağımlılıklarını dikkate alır.
Velayete Karar Verilirken Göz Önünde Bulundurulan Diğer Hususlar
Velayet kararı verilirken değerlendirilmesi gereken bazı kritik unsurlar mevcuttur; bu unsurların özenle incelenmesi, çocuğun üstün yararını teminat altına almak için şarttır. İşte, bu süreçte göz önünde bulundurulması gereken bazı hususlar ve onların geniş açıklamaları:
Çocuğun Cinsiyeti: Velayet kararı alınırken, çocuğun cinsiyeti mutlak bir belirleyici olmasa da, zaman zaman önemli bir rol oynayabilir. Çeşitli araştırmalar, çocukların genelde kızların annelerini, erkeklerin ise babalarını rol model aldığını göstermektedir. Ancak, bu genellemelerin ötesinde, her iki ebeveynin de çocuklarının yaşamlarında kritik birer figür olduğunu unutmamak gerekir. Kız çocukları, babalarının desteğiyle özgüvenlerini ve sosyal davranışlarını geliştirirken, erkek çocukları da annelerinin sevgisi ve ilgisiyle duygusal olgunluğa ulaşabilirler. Bu nedenle, bir hakim velayet kararı verirken, çocuğun cinsiyetini, ebeveyn ve çocuk arasındaki özel bağın bir yansıması olarak değerlendirmelidir.
Çocuğun Eğitimi: Ebeveynlerin boşanmış olmaları, çocuklarının eğitim hayatındaki sorumluluklarını sona erdirmez. Bu bağlamda, hakim, çocuğun eğitimi konusunda daha sorumlu ve yetkin olan ebeveyne velayet vermeyi tercih edebilir. Eğer velayete sahip olan ebeveyn, çocuğun eğitimini ihmal ederse, hakim, velayetin diğer ebeveyne geçmesine karar verebilir.
Çocuğun Sağlık Durumu: Velayet kararı alınırken, çocuğun sağlık durumu da dikkate alınmalıdır. Özellikle, çocuğun özel bir sağlık sorunu varsa, bu durumu yönetebilecek ve çocuğa gereken bakımı sağlayabilecek ebeveyne velayet verilmelidir.
Çocuğun Kardeşleri: Birden fazla çocuğun bulunduğu ailelerde, kardeşlerin bir arada kalabilmeleri çocukların ruhsal sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. Boşanma, çocuklar üzerinde zaten olumsuz bir etki yaratabilir; bu nedenle, kardeşlerin ayrılmaması ve birbirlerine destek olmaları, bu travmatik süreçte daha da önem kazanır. Yargıtay kararları da, genellikle kardeşlerin ayrılmaması yönünde olduğunu göstermektedir.
Çocuğun Yaşam Alanı: Çocuğun yaşam alanı, velayet kararı alınırken göz önünde bulundurulacak bir diğer önemli unsurdur. Hakim, velayet kararı verirken, çocuğun günlük yaşamındaki potansiyel değişiklikleri minimuma indirgemeyi amaçlar. Çocuğun okulu, arkadaş çevresi ve alışık olduğu yaşam alanı, bu süreçte korunmalıdır. Çocuklar için dramatik değişiklikler oldukça stres kaynağı olabilir, ve bu nedenle hakimler genellikle çocuğun alışkın olduğu yaşam alanını korumak yönünde kararlar verirler.
Velayet kararı verilirken değerlendirilmesi gereken bazı kritik unsurlar mevcuttur; bu unsurların özenle incelenmesi, çocuğun üstün yararını teminat altına almak için şarttır. İşte, bu süreçte göz önünde bulundurulması gereken bazı hususlar ve onların geniş açıklamaları:
Çocuğun Cinsiyeti: Velayet kararı alınırken, çocuğun cinsiyeti mutlak bir belirleyici olmasa da, zaman zaman önemli bir rol oynayabilir. Çeşitli araştırmalar, çocukların genelde kızların annelerini, erkeklerin ise babalarını rol model aldığını göstermektedir. Ancak, bu genellemelerin ötesinde, her iki ebeveynin de çocuklarının yaşamlarında kritik birer figür olduğunu unutmamak gerekir. Kız çocukları, babalarının desteğiyle özgüvenlerini ve sosyal davranışlarını geliştirirken, erkek çocukları da annelerinin sevgisi ve ilgisiyle duygusal olgunluğa ulaşabilirler. Bu nedenle, bir hakim velayet kararı verirken, çocuğun cinsiyetini, ebeveyn ve çocuk arasındaki özel bağın bir yansıması olarak değerlendirmelidir.
Çocuğun Eğitimi: Ebeveynlerin boşanmış olmaları, çocuklarının eğitim hayatındaki sorumluluklarını sona erdirmez. Bu bağlamda, hakim, çocuğun eğitimi konusunda daha sorumlu ve yetkin olan ebeveyne velayet vermeyi tercih edebilir. Eğer velayete sahip olan ebeveyn, çocuğun eğitimini ihmal ederse, hakim, velayetin diğer ebeveyne geçmesine karar verebilir.
Çocuğun Sağlık Durumu: Velayet kararı alınırken, çocuğun sağlık durumu da dikkate alınmalıdır. Özellikle, çocuğun özel bir sağlık sorunu varsa, bu durumu yönetebilecek ve çocuğa gereken bakımı sağlayabilecek ebeveyne velayet verilmelidir.
Çocuğun Kardeşleri: Birden fazla çocuğun bulunduğu ailelerde, kardeşlerin bir arada kalabilmeleri çocukların ruhsal sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. Boşanma, çocuklar üzerinde zaten olumsuz bir etki yaratabilir; bu nedenle, kardeşlerin ayrılmaması ve birbirlerine destek olmaları, bu travmatik süreçte daha da önem kazanır. Yargıtay kararları da, genellikle kardeşlerin ayrılmaması yönünde olduğunu göstermektedir.
Çocuğun Yaşam Alanı: Çocuğun yaşam alanı, velayet kararı alınırken göz önünde bulundurulacak bir diğer önemli unsurdur. Hakim, velayet kararı verirken, çocuğun günlük yaşamındaki potansiyel değişiklikleri minimuma indirgemeyi amaçlar. Çocuğun okulu, arkadaş çevresi ve alışık olduğu yaşam alanı, bu süreçte korunmalıdır. Çocuklar için dramatik değişiklikler oldukça stres kaynağı olabilir, ve bu nedenle hakimler genellikle çocuğun alışkın olduğu yaşam alanını korumak yönünde kararlar verirler.