Eşlerden yalnızca birinin kullanımına uygun olan veya evlilik akdinin başlamasından önce alınan her türlü eşya kişisel eşya olarak nitelendirilir ve eşler bu eşyalara diğer eşin izni olmadan dokunamaz. Ziynet eşyaları da kişisel eşyalar olmaktadır ve her ne sebep olur ise olsun, diğer eş ya da üçüncü kişiler ziynet eşyalarına izinsiz dokunamaz. Bu ve bu gibi durumlarda ise eşler birbirlerine ziynet alacağı davası açabilir ve ziynetlerini mahkeme ile geri isteyebilir. Bu kanun 2002 yılından bu yana yürürlükte olup Türk medeni kanunun 220. ve 225. maddeleri ile güvence altına alınmıştır.
Bir eş belli bir malın kendisine ait olduğunu iddia ediyor ise bunu ispat etmek ile yükümlü olmaktadır. Yani ziynet eşyasının olduğunu ve bu ziynet eşyasının karşı tarafta olduğunu söyleyen eş bunu ispat etmelidir. Yani ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını iddia ederek dava açan kadın bu davasını kanıtlamalıdır. Bu kanıtlar genellik ile şu şekilde olmaktadır;
Ziynet alacağı, mülkiyet hakkına ilişkin olup aynı bir hakka dayandığı için zamanaşımına tabi değildir. Mahkemeye başvurulduktan sonra ise dilekçe verilmeli ve var ise kanıtlar bildirilmelidir. Bu dilekçe verilmez ise dava geçersiz sayılır ve açılmaz. Mahkemeden sonra dilekçe verme süresi ise 10 gün olmaktadır.
Bir ziynet eşyası kadından rızası olmadan alınmış ve bu durum ispatlanmış ise ziynetlerin iadesi söz konusu olur. Kadından alınan ziynetler, ev kirası, sağlık giderleri, iş kurma, taşınmaz alma vb. nedenlerin hangisi nedeni ile alınmış olur ise olsun kadının dava açma hakkı her daim mevcut bulunmaktadır.